29 Ocak 2012 Pazar

bazen bir ayakkabı beni barbaros şansal kadar korkutabiliyor.

bugün ne giysen?

bugün üzerine çok uzun zaman önce kaybettiğin insanlığını giysen mesela. bir zamanlar çok güzel yapmış olduğun insan taklidini yapsan. beni kandırsan istiyorum. o insan kostümünü giyip beni kandırdığın günleri özlediğimden değil, insan olamasan bile insan taklidi yapabilicek kadar içinde iyilik kırıntıları olduğu düşüncesini özlediğimden. bugün evden çıkmadan en şık insanlığını al üstüne ve gururla yürü kalabalığın arasında. göründüğün gibi olduğunu sanmalarını sağla. sandıkları kadar iyi bir insan olduğunu ummalarını sağla. eğer bir şekilde rast gelirsen bir gün, senden rica ediyorum insanlığın gerçeğini derinlerinde bir yerlerde bulursan üzerine giy ve çıkarma. eminim sana çok yakışır, taklidi bile bu kadar yakıştığına göre...

bugün ne pişirsen?

bugün, küçükken duygusalken dinlediğimiz o şarkıyı anımsatan bir şey pişirsen mesela. neydi "gitmeden bir parçanı bırak" gibi bir şeyler diyordu. geriye kalan o parça hangi parçaysa pişir de yiyelim bebişim. insan etinin çok lezzetli olduğunu iddia eden bir sürü yamyam seri katil ve yine onlar kadar acaip yamyam cuisine'ler var. çok acıkırsak ben bütün anıları çöpe attım, sen de çocukları pişir yiyelim. taze et gibisi yok diyenler de var.

bugün ne giysem?

bugün üzerime umurumda değil bakışımı giydim uyanır uyanmaz. umursamaz bir şekilde etrafta dolanıp, çok lezzetli bir omletle umarsızlığımı taçlandırdım. kirlenmiş saçlarımı herkesi kandırabilecek kadar ustaca toplayarak temiz taklidi yapmasını sağladım. bugün beni eleştirenlere kızmadım, cevap vermedim, hayatıma biraz daha devam ettim. neye kızdım biliyor musun? eve gelen misafirlerin kedimin yanında sigara içip, onun minik akciğerine zarar vermelerine ve onu kıraathane kedisi gibi kokutmalarına kızdım. bence haklı bir serzenişte bulunuyorum şu an burada. kızgınlığım umursayanlara değil umursamayanlara. bugün arka plana bir şarkı koydum, o çaldıkça duyarsızlaştım, o çaldıkça alıştım, o azaldıkça ben çoğaldım. bütün bu insanlığı unutmalardan, umursuyor taklidi yapmalardan, verdiğim değer dağlara taşları oynattı ama yaranamadım saçmalıklarından uzaklaştıkça çoğaldım.

ben eleştirinin yapıcısını, yemeğin salçalısını, kadının kalçalısını, çocuğun benden uzak olanını, güneşin ısıtanını ve modayı takip etmeyi severim. moda, insanın kendisine yakışanı giymesidir. giy insanlığını, çıkar at gözlüklerini, beynini hesaba kat, hayatta kalmak için insanları suçlamana gerek olmadığını iyi kavra. sana insanlık çok yakışır, sen de sana yakışanı giymeyi dene. yaparsan gerçekten güzelleşebilirsin, 12 kadehten önce bile güzel görünebilirsin.

5 yorum: