apartmanımız sakinlerine buraya taşındığımız günden beri isyan eder dururum. üşüyorum ben, üşüyorum! kalorifer açın, kalorifer! biri şu gerizekalı ali'ye söylesin de topu tutsun, topu! en olmadı ata baksın, ata!
tüm bu isyanlarım sonuç vermedi hiçbir zaman. kira bedeli kadar aidat ödeyip üşüyoruz hala. neymiş efendim ablalar ipek gecelikleriyle gezebilsin diye aylık maaşımızın 1/4'ünü aidat ismi altında bunlara kaptırmamız lazımmış. üzücü olan kısımsa cayır cayır kalorifer yansın, kızlar gecelikle gezebilsin diye verilen tüm aidatlar sonucunda elde edilen tek şey daha çok üşümek. üzücü tabi.
bu kadar rahatına düşkün insanlarla yaşıyor olunca da insan hiç endişe etmiyor. ulan komşular aç mıdır? bir iki fındık fıstık atsak mı demiyorsun haliyle. oturup kendi halinde semiriyorsun. komşular semirmemizden de hoşlanmıyor üstelik. onlar nasıl uyuyor bilinmez ama benim tok yatmam onları rahatsız edebiliyor. mesela bir tanesi var beni her gördüğünde "aman çocuğum aman bir daha o verdiğin kiloları alma olur mu?" diye soruyor. ben de tamam diyorum ama sonuçta sanane. sen akşam etleri butları lömbür lömbür yiyip beni düşünmeden yattığında ben sana bir şey diyor muyum teyze? elalemin işine gücüne ne karışıyorsun teyze? sana illa hayvan gibi bağırmak mı lazım, kendi işine bak teyzeeee diyor muyum ben? hayır demiyorum. lütfen herkes kendi işine baksın. olur da o arada ölürsek de kokumuzla yaşamayı öğrenin.
ben giderim kokum kalır, komşular beni hatırlasın.