20 Şubat 2017 Pazartesi

aslı mağdur olsa da ben yalnızca madurdum...



bugün 20 şubat, yine son derece madurum. sevdiğim dizi bittiği için, tatil bittiği için, kedim bana küstüğü için, güneş bulutlarla olan savaşını kaybettiği için, yine eve gidip yemek yapıcam diyip rakı içmeye başlamama yeterince madur bir sebep bulamadığım için... madurum madur olmasına ama gün bitti, minnettarım.

maduriyetimin tek haklı sebebi olan o adama sığınıyorum. elinden eteğinden tutuyorum. maduriyetimin geriye kalan tek haklı açıklaması, o çok sevdiğim adamın ölümü. bu elim vaka karşısında çaresizliğim ve bana zimmetli yaşamak zorunda olduğum uyanık geceler ve dönüşmekte olduğum bir acaip ajda pekkanlık hali...

maduriyetim, çevrem insanlarını madur ederken tek açıklamam var. mutluluğun dibi tutmuş. kazınıp duruyorum. her tabakadan sonra yeni bir yanık kokusu geliyor burnuma. neden mutsuzum açıklayamıyorum. neden madur olduğumu açıklayamadığım gibi.

kalbimin üzerinde oturan fili, hiçbir besin maddesiyle kandıramıyor, yerinden bir adım ilerletemiyorum. öldürmeye de gönlüm razı gelmiyor hortumunu öpüyorum. lanet olsun içimdeki hayvan sevgisine. kalbini dinle her şeyin cevabı oradadır diyorlar, onlar halka değil fil diyorum. Bilmiyorlar.

patates yemeği yapmaya karar vermiş olmanın verdiği yılgınlıkla camdan dışarı bakıyorum. biliyorum, oralarda birileri patates yemeği yapmakla kalmayıp bir de yanına salata yapıyor. o masayı kurup afiyetle yiyor, yediriyor. işte aciziyetim, maduriyetim buradandır abiler. o yemek benden, ben bir şekilde düzenli olarak hayatta kaldığım gerçeğinden kaçıyorum. haksızlık ettiğimin son derece farkındayım ama payıma düşmüş olan ölüm yetmezliğinden muzdaribim. utanıyorum çünkü bunu yazarken, defterimde yaklaşık 5 sayfa önce kardeşinin parçalarını yerden toplayan o abinin ifadesi yazılı. utana sıkıla yazıyorum.

çarpıntıyla, duvarlara kendimi çarpa çarpa, iş yerinde önüme gelen çayı görev bilinciyle içerek, her gün beni sevenlere iyi olduğumun hesabını vererek, kalbimdeki fille, doğmayan güneşle, artık doğsa da bir şey fark edecek mi acaba hissiyle, çok utana ve çok sıkıla yaşıyorum.

maduriyetime sebep o otogarın yıkılmaya karar verilmesidir belki de efendiler. belki de yine unuttuğum okul kaydı. bildiğim tek şey madur olduğum.